Hindistan-Pakistan Gerilimi ve Türkiye’nin Tutumu-Füze Saldırıları ve Tırmanan Kriz
Hindistan’ın 6 Mayıs 2025 gecesi Pakistan ve Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırıları, Güney Asya’da gerilimi zirveye taşıdı. Hindistan ordusu, saldırılarda “terör altyapısını” hedef aldığını ve dokuz noktaya operasyon düzenlediğini açıkladı.
Pakistan ise bu iddiayı reddederek, sivil bölgelerin vurulduğunu ve aralarında bir çocuğun da bulunduğu en az 26 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Saldırılar, Pencap eyaletindeki Bahawalpur ve Muridke gibi şehirlerdeki cami ve okul gibi sivil altyapılara zarar verdi. Pakistan ordusu, Hindistan’a ait beş savaş uçağı ve bir dronu düşürdüğünü iddia ederken, Hindistan bu kayıpları resmi olarak doğrulamadı. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, saldırıları “savaş eylemi” olarak nitelendirerek, ülkesinin uygun bir karşılık vereceğini belirtti. Bu gelişmeler, iki nükleer güç arasında sıcak çatışma riskini artırırken, uluslararası toplumda endişe yarattı.
Keşmir Sorunu ve Gerilimin Kökeni
Krizin temelinde, Hindistan ve Pakistan arasında yıllardır süren Keşmir anlaşmazlığı yatıyor. Her iki ülke, Keşmir bölgesinin tamamında hak iddia ederken, bölge fiilen ikiye bölünmüş durumda.
Gerilim, 22 Nisan 2025’te Hindistan kontrolündeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde 26 turistin öldürüldüğü saldırıyla yeniden alevlendi. Hindistan, bu saldırıyı Pakistan destekli militan grup Leşker-i Tayyibe ile bağlantılı Keşmir Direnişi adlı bir oluşuma bağladı. Pakistan ise suçlamaları reddederek, Hindistan’ın saldırıyı iç politikada kullanmak için “bahane” ürettiğini savundu. Hindistan’ın “Sindoor Operasyonu” adını verdiği füze saldırıları, bu misilleme gerekçesiyle başlatıldı. Ancak Pakistan, vurulan bölgelerde herhangi bir militan kampı bulunmadığını ve sivillerin hedef alındığını vurguladı. Keşmir’deki bu olaylar, iki ülke arasında 1947’den beri devam eden çatışmaların son halkası olarak görülüyor.
Türkiye’nin Diplomatik Tutumu
Türkiye, Hindistan-Pakistan geriliminde tarihsel olarak Pakistan’la yakın ilişkilerine paralel bir politika izledi. Dışişleri Bakanlığı, 7 Mayıs 2025’te yaptığı açıklamada, Hindistan’ın saldırılarını “topyekûn bir savaş riskini ortaya çıkaran kışkırtıcı adımlar” olarak kınadı ve taraflara itidal çağrısında bulundu.
Bakanlık, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasını eleştirdi ve bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için terörle mücadele mekanizmalarının oluşturulmasını önerdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pakistan Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile iki ayrı telefon görüşmesi gerçekleştirerek, gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile görüşerek Türkiye’nin gerilimi azaltmak için diplomatik çaba göstereceğini ifade etti.
Erdoğan, Pakistan’ın Cammu Keşmir saldırısına ilişkin uluslararası bir soruşturma önerisini desteklediğini de vurguladı. Türkiye’nin bu tutumu, Reuters gibi uluslararası kaynaklarda da yer alarak, Ankara’nın Pakistan’a verdiği desteğin küresel çapta dikkat çekmesini sağladı.
Uluslararası Tepkiler ve Arabuluculuk Çabaları
Hindistan-Pakistan gerilimi, uluslararası toplumda geniş yankı uyandırdı. ABD Başkanı Donald Trump, çatışmaların “utanç verici” olduğunu ve hızlıca sona ermesini umduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, azami itidal çağrısı yaparken, Çin ve Rusya da tarafları sağduyuya davet etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İslamabad ve Yeni Delhi’yi ziyaret ederek arabuluculuk teklifinde bulundu. Türkiye de diplomatik temaslarını sürdürerek, gerilimin nükleer bir çatışmaya dönüşmesini önlemek için çaba gösterdi. Ancak, Hindistan’ın “Indus Suları Anlaşması”nı askıya alması ve Pakistan’ın bunu “savaş nedeni” sayacağını açıklaması, bölgesel istikrarı tehdit eden yeni bir boyut ekledi.
Medya ve Kamuoyu Tepkileri
Türkiye medyasında, Hindistan-Pakistan gerilimi geniş yer buldu. TRT Haber, A Haber ve NTV gibi kanallar, saldırıları ve Pakistan’ın misillemelerini detaylı şekilde aktardı. A Haber muhabiri Fakhur Rahman, Muzafferabad’da vurulan bir cami ve okulun görüntülerini paylaşarak, sivil kayıplara dikkat çekti.
Sözcü ve Hürriyet gibi gazeteler, iki nükleer güç arasındaki çatışma riskini vurguladı ve Türkiye’nin Pakistan’a desteğini öne çıkardı. Sosyal medyada ise Türk kullanıcılar, Pakistan’la dayanışma mesajları paylaşırken, bazıları Türkiye’nin arabuluculuk rolünü güçlendirmesi gerektiğini savundu. Uluslararası basında, özellikle Reuters, Türkiye’nin Pakistan’a verdiği desteği ve Keşmir sorunundaki tutumunu haberleştirdi. Ancak, Hindistan medyasında Türkiye’nin Pakistan’la askeri işbirliğine dair spekülatif iddialar yer aldı; bu iddialar resmi kaynaklarca doğrulanmadı.
